Uncategorized

Rabia’dan itiraf-4

Rabia’dan itiraf-4
İtiraflarım! (4) (Rabia 45 Y., İstanbul)

Dayandığım masadan destek alarak yavaşça doğruldum. Ayaklandığım vakit götümde şiddetli bir sızı hissettim. Sanki götüme biber sürülmüş gibi yanıyordu. Ben ahlayıp ıhlarken Tahir yarağını sıvazlamakla meşguldü, bir yandan da pis pis gülüyordu. “Hadi içeri gidelim!” diyerek bileğimi tuttuğunda, “Yeter artık Tahir, bitmedi mi, git artık, halim kalmadı, kimseye söylemem bunları, aramızda kalır, söz veriyorum ama ne olur git artık!” dedim titreyen dudaklarımla. 

Ancak Tahir benden farklı düşünüyordu. “Neyi yeter lan, neyi yeter, onu karımı benden uzaklaştırırken düşünecektin, senin yüzünden gitti karım, bunun bedeli olacak elbette!” dedi öfkeyle, dişlerini sıkıyordu bunları söylerken. “Ben yapmadım, inan ben bir şey yapmadım, hiçbir şey demedim karına, niye inanmıyorsun, benimle ilgisi yok!” derken sözümü kesip, “İlgisi var ya da yok, bu saatten sonra fark etmez, bundan sonra benim kölemsin artık. Ben ne dersem yapacaksın ne zaman istersem sikecem seni!” dedi ve bir şey dememe fırsat vermeden zorla yatak odasına götürdü. 

Saat ilerlemişti ama oğlumla kızımın ve diğerlerinin gelmesine daha çok vardı. Derneğin pikniği oturduğumuz semte çok uzak bir yerdeydi. Tahir de bunu biliyordu. Dün akşam yemekte oğlum Burak Tahir’e isterse pikniğe gelebileceğini söylemişti çünkü. Ama Tahir evde kalıp çalışması gerektiğini, bitirmesi gereken bir proje olduğunu söylemişti. Benim pikniğe gitmediğimi nereden biliyordu Tahir? Muhtemelen sabah kapının arkasında durup delikten bakmış, benim evde kaldığımı görmüştü. Benimle ilgili planlarını çoktan kafasında hazırlamış, uygulamak için fırsat kollamıştı. Ve bugün o fırsat altın tepside kendisine sunulmuştu. 

3 defa sikmişti beni, 3 defa boşalmıştı ve bu durum dördüncüsünü geciktiriyordu. Gerdek gecesinde Emine’yi neredeyse sabahın ilk ışıklarına kadar defalarca sikmişti, yatağımda durup dinlemiştim hepsini. Diğer gecelerde de uzun saatler boyu gücünü kaybetmeden sikmişti zavallı kızcağızı. Emine’den sonra sıra bana gelmişti, Tahir’in yeni hedefi bendim, daha doğrusu avı olmuştum. 

Yatak odasına geçtiğimizde Tahir yüzüme bakıp, “Çok terlemişsin!” dedi, elini alnıma değdirdiğinde geri çekildim. Salonda amımı yalarken ve sikerken zevk almıştım ama şimdi böyle dokunmasından iğreniyordum. “Üstündekileri çıkart istersen!” dediğinde ne diyeceğimi bilemedim. Bu işin bir an önce bitmesini ve çekip gitmesini istiyordum ama üstümdekiler de beni alev alev yakmaya başlamıştı. Çok güzel, güneşli bir ilkbahar günüydü ama yine de kombiyi yakmıştım banyo yaptıktan sonra üşümemek için. Bu da evin sıcaklığını daha da artırmıştı.

Tahir onca zamandır çırılçıplak bir halde olmasına rağmen üşümemişti hiç, hatta en az benim kadar terlemişti. Geniş göğsündeki siyah uzun kılları ile siyah saçlarının dipleri terden ıslanmıştı. Kasıklarındaki kısa siyah kıllar da aynı şekildeydi. İster istemez içinde olduğum durumda bile onu gözlemek zorunda kalıyordum. 

Cevap vermeyip üstümdekileri tek tek çıkarttım. Ancak çoraplarımla ayakkabılarımı çıkartmamı istemedi Tahir. “Bunlarla çok seksi oluyorsun!” dedi pis pis sırıtarak. Beyaz vücudumda kemerin izleri halen duruyordu ama sanki azalmış gibiydi. Uzun ve bol, kapalı kıyafetler giydiğim için bunları kızım göremezdi. Oğlumun görmesi zaten mümkün değildi, onun yanında değil açık giyinmek bir gün bile başımı açmamıştım. 

Yatağa sırtüstü uzandım. Ayağımda ayakkabılar varken garip bir haldeydim. Dizlerimden büktüğüm bacaklarımı iki yana açtım. Tahir bacaklarımın arasına yerleşip üzerime uzandı. Yarağını amıma sokacağını beklerken o birden boynumu, yanaklarımı öpmeye başladı. Yarağını ise amımın üzerine koyup o şekilde git gel yapmaya başlamıştı. Sanki üzerimdeki Tahir değil de kocamdı. Yanaklarımı, boynumun etlerini öpüp duruyor, uzun saçlarımın arasından kulak memelerimi emiyordu. 

Tepkisiz, hareketsiz bir şekilde duruyordum, ama Tahir’in amımın üzerindeki yarağının gitgelleri garip bir şekilde zevk veriyordu. Büyük elleriyle de memelerimi hoyratça sıkıp yoğuruyordu. Yanaklarımı, çenemi öperken gözlerimi kapattım. Gözlerine bakmak, onları görmek istemiyordum çünkü. Dudakları memelerime kaydığında hafif bir ürperti hissettim önce ama sonra keyif duymaya başladım. Etli, büyük meme uçlarımı deli gibi emiyor, ısırıp yalıyordu. Sanki kocam mezarından çıkıp gelmiş de memelerimi eski zamanlardaki gibi emiyor, yalıyordu. İri yarağının amımın üzerindeki hareketleri aldığım zevki çoğaltıyordu. 

Benim sessiz halime inat Tahir coşkulu bir nehir gibi kükreyip sesler çıkartıyordu. Delirmiş gibi meme uçlarımı ısırıyordu ha bire, kemikten eti koparmaya çalışan aç bir köpek gibiydi. Ancak bu hali daha fazla sürmedi. Doğruldu ve kalın bir sopa gibi duran yarağına tükürdükten sonra sıvazladı, ardından da amıma yavaşça soktu. Amım sulanmış, kayganlaşmıştı salondaki yalamaları sayesinde. O yüzden yarağı kolayca dibine kadar girdi. 

Ellerini önce dizlerime koydu ama sonra ayak bileklerimden tutup kaldırdı. Bir süre sonraysa ayaklarımı omuzlarına attı. Ayakkabılarımın sivri topukları Tahir’in başının yanından havaya dikilmiş iki küçük kuleyi andırıyordu şimdi. Ellerim serbestti, iki yana açıp yatağın çarşafını kavradım. Ses çıkartmamaya gayret ediyordum. Yarağının içimde gidiş gelişlerini hissediyordum iliklerime kadar. Zevk alıyordum ama belli etmek istemiyordum. Tahir ise omzuna attığı bacaklarımı okşuyor, güçlü şekilde amıma pompalamaya devam ediyordu. 

Memelerim sağa sola ileri geri oynayıp dururken Tahir’le zaman zaman göz göze geliyordum. Başımı yana çevirsem de sonra kendiliğinden yine ona dönüyordu. Sabit gözlerle bakıyordu bana. Altımızdaki kocamın zamanından kalma yatak zangırdıyordu yine. Güçlü yarak darbeleri sadece vücudumu değil yatağı da titretiyordu. 

Saniyeler birbirini kovaladığı halde Tahir’de en ufak bir boşalma belirtisi yoktu. Yatakta çok güçlü bir erkekti. Şişmiş ve sertleşmiş taşakları kasıklarıma çarpıp ses patlamaları yaratıyordu yine. Birbirini takip eden ahenkli ‘Şlap şlap şlap!’ seslerine karşın dudaklarımı sıkıyordum zevk iniltilerimin çıkmaması için. Omuzlarındaki bacaklarım ileri geri oynuyor, Tahir’in omuzlarına çarpıp duruyordu. Elleri bacaklarımın üzerinde yukarı aşağı gidip geliyor, zaman zaman kalçalarımı sıkıyordu. Ten rengi parlak çoraplarım dizlerimin altına geliyordu ve loş odada bacaklarımın parlamasına sebep oluyordu. 

Derken amımdan çıktı, yorulduğunu sandım ama öyle değildi. “Rabia abla bacaklarını açsana şöyle!” dedi. Bunu sanki karısı Emine’ye söyler gibi söylemişti. Tuhaf bir durumdu, ne yapacağımı bilemedim önce ama sonra dediğini yaptım. Bacaklarımı iki yana dizlerimden bükerek açtım ve geriye attım. Topuklarım yine tavana bakıyordu ama bu kez Tahir’in omuzlarında değildi. Amım bu pozisyonda havaya kalkmış gibiydi. 

Destek olması için belimin altına bir yastık koydu. Şınav çeker gibi bir duruma geldi. Ellerini başımın yanından yatağa koydu. Sopa gibi sallanan yarağını tutmasına gerek kalmadan ayrık duran amıma soktu. Bu pozisyonda yarağını daha yoğun bir şekilde hissettim. Üzerindeki damarların bile ayrımına varmıştım sanki. Yarağı taşaklarına kadar amımdaydı. İster istemez inler gibi bir ses dudaklarımdan çıktı ama Tahir bunun farkına varmadı. Sıcak nefesi yüzümü yakıyordu, gözleri hemen üstümdeydi. 

Belini ve götünü kaldırıp indirerek sikmeye başladı. Amımın en derin noktalarına ulaşıyordu yarağının kafası. Etten duvarlarında damarlarını, kıvrımlarını hissediyordum. Nazik ve yavaş ilk birkaç seferin ardından tüm gücüyle yüklenmeye başladı. Belini hızla kaldırıp indirdikçe yarağı da aynı şekilde amıma girip çıkıyordu. Bir makinenin pistonu gibiydi yarağı. Havadaki bacaklarım sallanıp duruyor, Tahir’in göğsünün altında kalıp yassılaşan memelerim löpür löpür oynuyordu hiç durmadan. Ayak bileklerimden tuttum ve bacaklarımın sallanmasını önlemeye çalıştım. 

Belimi koyduğum noktada yatak çökmüş gibiydi. Sanki Tahir’in her bir köklemesiyle yatağın içine gömülüyor gibiydim. Tahir amıma vurdukça vuruyor, bu da yaraksız geçen onca yılın sonunda kadınlık duygularımı tavan yaptırıyordu. Müthiş zevk alıyordum ama inlememek için de kendimi zor tutuyordum yine. Dudaklarımı deli gibi emiyor, ısırıyordum. Oysa Tahir benim gibi değildi. Aldığı zevki inleyerek, ohlayarak dışarı vuruyordu. Ancak bu pozisyon öncekiler gibi değildi, bir zaman sonra yorulduğunu hissettim. Hareketleri yavaşladı önce, sonra da kendini üzerime bıraktı. Yarağı halen amımdaydı, bacaklarım da havaya dikiliydi yine. 

Bir süre o şekilde kaldı. Yüzünü uzun saçlarımın arasına gömmüştü. Nefes alıp verdikçe göğsüme baskı yapıyordu. Ayak bileklerindeki ellerimi çektim. Bacaklarımı kaldırdım havaya ve ayırdım. Büyük bir V şekline gelmişti bacaklarım. Tahir yüzü saçlarımda olduğu halde başını kaldırmadan alttan çalışmaya başladı bu sırada. Yarağı yeniden amıma girip çıkıyordu ve ben yine yoğun bir zevk duyuyordum. 

Ellerimle çarşafı çekiştirirken Tahir başını kaldırdı ve birden dudaklarımı öptü. Bundan hoşlanmadım. Evet, beni sikerken zevk alıyordum ama öpmesinden hoşlanmamıştım. Kocam olmayan bir adamın altındaydım, yeterince günah işliyordum, bir de öpüşerek bunu çoğaltmak niyetinde değildim. Dudaklarımı sıkı sıkı kapattım, Tahir birkaç denemede daha bulundu ama sonra benden iş çıkmayacağını anlayınca vazgeçti. Onun yerine üzerimde biraz geriye kayar gibi yapıp memelerimi emmeye başladı. 

Dişleriyle meme uçlarımı vahşi bir köpek gibi ısırıyordu. Zevkin yanında acı duyuyordum. Birkaç kez meme uçlarımın kopacağını sandığımda, “Ahhhh, ısırmaaa, ısırmaaa!” diye bağırdım. Feryadımdan sonra yalamaya ve bebek gibi emmeye başladı. Böylesi daha iyiydi. Elleri kalçalarıma kaymış, onları okşayıp sıkmakla meşguldü. Yarağını sokup çıkartmaya devam ediyordu yine. Belimin altındaki silikon yastık götümü havaya kaldırdığından Tahir için ideal pozisyondaydım. Uzun beyaz bacaklarım sallanıp duruyordu Tahir abandıkça. Bazen hızını alamayıp var gücüyle köklüyor, bazense ufak ufak oynatıyordu yarağını amımın içinde. İki yandaki ellerimle çarşafı ve yatağın üzerine serdiğim koruyucu kılıfı çekiştiriyordum sürekli. 

Tahir bir süre daha devam etti ama sonra durdu. Boşaldı mı acaba diye sordum kendi kendime. Bu zevk dolu anların erkenden bitmesini istemiyordum ama bunu ona söyleyecek değildim elbette. Onun yerine Tahir gibi sessiz kaldım. Birkaç saniyelik hareketsizliğin ardından ne olduğunu anlayamadan kendimi havada buldum. Tahir sırtüstü uzanmıştı yatağa, bense üstündeydim. Beni belimden kavradığı gibi havaya kaldırıp çevirmiş, kendisi alta yatmış beni de üstüne çıkartmıştı. Bir güreşçi gibi beni çevirirken yarağı amımda kalmıştı. Havadaki bacaklarım bu kez yatağın üstündeydi. Ata biner gibi Tahir’in üstüne oturmuştum. 

Küçükken babam köyde ata bindirirdi beni. Şimdi yine bir atın üzerindeydim. Ama bu gerçek bir at olmasa da at gibi güçlü bir erkekti ve demir gibi yarağı amımdaydı. Kocamla pek yapmadığımız bir pozisyondu bu. O yüzden nasıl olacağını pek bilmiyordum, acemiydim. Tahir bacaklarını iki yana açıp dizlerinden büktükten sonra ellerini sırtıma atıp beni kendine doğru eğdi. Hemen ardından da alttan amıma pompalamaya başladı. İlk anda şaşkınlığımdan olsa gerek, “Ayyy!” diye bir ses çıktı dudaklarımdan. Tahir kendine doğru iyice eğmişti beni, memelerim göğsüne geliyordu. Alttan amıma vurdukça sallanıp duruyorlardı. 

Sikmeye devam ederken dolgun göt yanaklarımı sıkıca tutmuş hamur gibi sıkıp yoğururken yine şiddetli tokatlar atmaya başlamıştı. Amıma girip çıkan yarak ne kadar zevk veriyorsa bu tokatlar da aynı ölçüde canımı yakıyordu. Götümde patlayan tokatlardan hariç bu pozisyonda çıkan ses de daha çoktu. Yoğun ve tok sanki tokmakla davula vuruluyormuş gibi çıkan ‘Şlap şlap şlap!’ sesleri yatak odamın duvarlarını çınlatıyordu. Davul amımla götüm, tokmak ise Tahir’in yarağıydı. Tahir büyük bir güçle sikiyordu, gözleri sürekli gözlerimde ve üzerimdeydi. 

Sonrasında, “Az kalk geriye doğru!” dedi ve beni omuzlarımdan tutarak hafifçe kaldırdı. Tam dik konumda değildim ama ister istemez dengemi sağlayabilmek için ellerimi Tahir’in omuzlarına attım. Düşmemek için atın eyerini tutuyordum sanki. Tahir alttan vurdukça yukarı doğru zıplıyordum. Memelerim de yukarı aşağı daire çizerek oynuyordu. Amım yağlanmış gibiydi, Tahir kolayca sokup çıkarıyordu yarağını. Sikişmemizin sesleri yatağın gıcırtılarını bastırıyordu. Buna Tahir’in iniltileri de karışıyordu ama ben aynı sessizliğimi koruyordum, gerçi bu sessizlik benim için çok zordu. Onun gibi zevkten kudurmuşçasına inlemek istiyordum çünkü. 

Bu yoğun ve şiddetli sikişme de fazla uzun sürmedi. Daha doğrusu Tahir’in alttan vuruşları bitmiş ama yarağını amımda tutmaya devam ediyordu. Ellerini memelerime attı ve onları hoyratça sıkıp yoğurdu epey bir zaman. O hareketsiz süre boyunca ellerimi omuzlarından çektim. Benden kendisine katılmamı bekliyor gibiydi ama öyle bir niyetim yoktu. 

“Tamam, kalk bakalım üstümden, yan tarafıma geç uzan!” dediğinde yavaşça kalktım. Yarağı demir gibi bir haldeydi, sanki daha da kalınlaşmıştı üstelik. Üzeri epey ıslanmıştı. Kasıklarım da bu ıslaklıktan nasibini almıştı. Sesimi çıkartmadan yanına uzandım sırtüstü, ama sol yanım üzerine uzanmamı söyleyince öyle yaptım. Benden sonra o da sol yanı üzerine uzandı, tam arkamda kalmıştı. Kalkık yarağını bir süre göt yarığıma sürttü. Hoşuma gitti bu hareketi ama sonucunun ne olacağını anlamıştım. Beni yine götümden sikecekti. 

Onun bir şey demesini beklemeden sağ bacağımı kaldırdım, sağ elimle de dizimin arkasından tutup alttan destek oldum. Tahir bu hareketimi kaçırmadı, “Vay abla, sen de istiyorsun demek ki!” dedi pis pis sırıtarak. Cevap vermedim sözlerine. Gerçi evet, ben de istiyordum ama götümden değil amımdan sikmesi tercihimdi. 

Biraz sonra yarağını yeniden götümde hissettim. İlk iki seferin ardından üçüncüsünde zorlanmadım. Tahir belini ve götünü adeta yılan gibi oynatarak yarağını götüme köklüyordu. Uzun yarağın içimde gidiş gelişlerini hissediyordum en hassas noktalarına kadar. Sağ eliyle bacağımı tutunca ben de elimi yatağa atıp destek almaya başladım. Var gücüyle pompalıyordu götüme. Onca zaman Emine’yi siken adam şimdi beni sikiyordu. En mahrem hayallerimin erkeği beni sikerken şimdi sessizce önüme, etrafıma bakıyordum. Yarağın götümde gidiş gelişleri artık canımı eskisi kadar acıtmaz olmuştu. 

Sol elini altımdan sokup beni kendine çekti. Bu şekilde daha yakın bir temas sağlamıştı. Sıcak ve sert nefeslerini ensemde hissediyordum. Bir domuz gibi sesler çıkartıyor, bir şeylerin intikamını almaya çalışıyormuş gibi davranıyordu. Altımızdaki yatağın gıcırdamaları gittikçe artıyordu Tahir’in hızlanmalarıyla beraber. Kasıklarımda şiddetli ses patlamaları oluşuyor, odadan bütün eve yayılıyordu. Taşaklarının çarpmalarını hissediyordum. Tahir bu sırada, “Oğhhh, oğhhh!” diye diye götüme pompalıyordu. 

Bir dakika kadar sonra götümde bir boşalma hissettim. Tahir götüme döllerini fışkırtmıştı. Bu dördüncü oluyordu. Yarağını çıkarınca yine osuruk sesi götümden geldi ama önceki kadar değildi. Ayağa kalkıp hızlı hareketlerle giyinirken ben yüzüstü uzandım, başımı ellerimin arasına aldım. Ağlamak istedim ama yapamadım. Yaşadığım şey tecavüzdü. Amımdan ve götümden tecavüze uğramıştım. 45 yaşında 4 çocuk 2 torun sahibi bir kadındım ve ırzıma geçilmişti. Kocasız ve yaraksız 5 yılın sonunda yeniden böyle duyguları tatmak hoşuma gitmişti ama bu şekilde olması kötüydü. 

Tahir alacağını almıştı. Giyindiğini duyuyor ama bakmıyordum hiç. Sonunda odadan çıktığını, daire kapısının açılıp kapanmasını duydum. Birkaç dakika daha öylece kaldıktan sonra kalktım yavaşça. Beynim durmuştu sanki. Odaya baktım, yatağa baktım. Her şey dağılmış, her şey birbirine girmişti. Çocuklarımın gelmesine daha vardı ama erken davranmam gerekliydi. Banyoya geçtim, soyunup suyun altına girdim. Tüm günahlarımdan arınmak istiyormuşçasına sıcak suyun altında uzun zaman kaldım, birkaç defa sabunlanıp yıkandım. Vücudumdaki morlukların ve dayak izlerinin görünmemesine dikkat etmeliydim. Neyse ki yüzümde bir iz kalmamıştı. Kulağımın kenarında hafif bir morluk vardı ama onu da türbanımla kapatıyordum zaten. 

Kurulandıktan sonra üstümü giyindim. En kapalı ve bol eteğimle gömleğimi giydim. Başımı büyük desenli bir türbanla sıkıca bağladım. Yeni ve temiz kıyafetlerdi, az önceki günahtan arta kalanlar değildi. Tahir’in yırtıp parçaladığı giysilerimi ve çamaşırlarımı siyah bir torbaya doldurdum, ağzını sıkıca bağladım. Yatak odasını ve salonu topladım, banyoyu temizledim. Bütün yatak yüzlerini ve çarşafını, düğününde giydiğim kıyafetlerimi makineye atıp yıkadım. Pencereleri açıp evi havalandırdım. 

Akşamüstü siyah poşeti ilerdeki çöp konteynerine atıp eve döndüm. Derin derin birkaç nefes alıp verdim. Tahir resimlerimi çekip tehdit etmişti beni, ama o kadar ileri gidebileceğini düşünmüyordum. Akşam oğlum ve kızım eve geldiğinde onları bağrıma basıp öptüm, kokladım. Neyse ki hiçbir şey anlamadılar o gün yaşananlarla ilgili. 

Gece olup da yatağıma uzandığımda yaşadıklarımı düşündüm. Tecavüze uğramıştım, ama Tahir beni sikerken zevk de almıştım. Acı ve zevki bir arada yaşamıştım. Ne kadar itiraf etmekte zorlansam da gerçek buydu. Kocamın kemiklerinin sızladığını düşündüm. O zaman ağlamaya başladım. Sessizce uzun uzun ağladım. Hayatıma hiçbir şey olmamış gibi kaldığı yerden devam etmek niyetindeydim, ama edebilecek miydim? 

[Rabia]

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir